No Products in the Cart
Depreme maruz kalan bir yapı, depremden sonra yıkılmasa bile yeniden tüm fonksiyonları ile kullanılması zaman alabilir veya mümkün olmayabilir. Örneğin 2011 M6.3 Christchurch Yeni Zelanda depremine maruz kalan yapılar yıkılmamış olsa da, deprem sonrası işlevlerini kaybetmeleri sebebiyle kontrollü yıkıma gidilmiş, akabinde yeniden inşa edilmişlerdir. Sadece “Can Güvenliği Performans Seviyesi”ne ve temel standartlara uygun tasarımın bir yapının deprem sonrası sürdürülebilirliği için yeterli olmadığını doğrulayan pek çok örnekle 2014 Napa Valley Kaliforniya depreminde de karşılaşılmıştır.
“Fonksiyonel İyileşme” yapıların olası deprem sonrası işlevselliklerinin tespit edilmesine ve buna göre önlem alınmasına imkan verecek bir mühendislik metodudur. Bu metodun geliştirilme amacı bir yapının performansının “depremden sonra işlevini geri kazanması” açısından tanımlanabilmesidir. Geliştirilen metot nitelikli mühendisler tarafından kullanılabilecek nicel bir yöntem niteliğindedir.
Çalışma kapsamında, bölge depremselliği ve yapısal değerlendirmeler dışında hasar ve kayıp analizleri de yapılmaktadır. Metot sayesinde veri merkezi gibi kritik tesislerin performansı, deprem sonrası yeniden devreye alma prensibine göre değerlendirilmektedir.
Fonksiyonel iyileşme metodunda, bir yapının farklı kullanım alanları ve her kullanım alanının ayrı fonksiyonları (işlevleri) olması durumundan yola çıkılmakta ve güvenlik, ulaşılabilirlik ve işlevsellik açısından değerlendirmeler yapılmaktadır. Önceki yaklaşımlardan farklı olarak bu metotta, yapının iş sürdürülebilirliği göz önüne alınarak, yapısal taşıyıcı karkas, mimari elemanlar, mekanik aksam, elektrik tesisatı ve diğer sistemler birlikte incelenmektedir. Çalışmanın sonucunda mal sahibi veya tesis yönetimi deprem sonrasında her bir fonksiyonun iyileştirilerek yeniden devreye alınması için gereken süreleri öğrenebilmektedir. Böylelikle, olası güçlendirme projeleri için öncelik planı yapılabilmekte, zaman ve kaynak yönetimi sağlanabilmektedir.
“Fonksiyonel İyileşme” konsepti 2022 yılı başı itibarıyla A.B.D.’de yürürlüğe girmiştir. Deprem riskinin çok yüksek olduğu Kaliforniya kaynaklı olarak ilgili yönetmelikler ülkede altı yılda bir güncellenmektedir. Türkiye’de yayımlanan yönetmeliklerde bu sürenin ortalamada on ila onbeş yıl olduğu söylenebilir. Kaliforniya merkezli Miyamoto International, A.B.D. ile eş zamanlı olarak Türkiye’deki ekibiyle “Fonksiyonel İyileşme” hizmetini sunabilmektedir.
Deprem sonrası işinizin sürdürülebilir olması ümidiyle…
Yusuf Zahit Gündoğdu, Miyamoto International Türkiye
Fiber optik kablo yapıları, veri iletimi için ışık sinyalleri kullanan, ince cam çekirdeklerden oluşur. Bu kablolar, kullanım alanlarına göre dahili, harici ve özel tip olarak sınıflandırılır. Dayanıklılık ve performans açısından buffer tüpleri, destek malzemeleri, dolgu türleri ve dış kılıf özellikleri farklılık gösterebilir. Örneğin, harici kablolarda kemirgenlere karşı cam zırh, dahili kablolarda ise yangına dayanıklı halojensiz dış kılıflar tercih edilir. Fiber optik kablolar genellikle FTTX, FTTH ve 5G altyapısında kullanılarak yüksek bant genişliğinde güvenilir veri iletimi sağlar
Yazar: Samm Teknoloji
Veri merkezi yönetimi, yüksek sorumluluk ve karmaşık sistemler nedeniyle çalışanlar üzerinde stres yaratabilir. Yoğun iş yükü, deneyim eksikliği ve yetersiz eğitim gibi faktörler, operasyonel hatalara, motivasyon düşüklüğüne ve iş sağlığı risklerine yol açabilir. Stresle başa çıkmak için zaman yönetimi, takım çalışması ve düzenli eğitim programları gibi yöntemler önerilmektedir. Bu yaklaşımlar, çalışanların performansını ve veri merkezlerinin sürekliliğini artırmada kritik bir rol oynar.
Yazar: Recep Karagöl INGBANK Data Center Architect
Günümüzde artan dijitalleşme, dünyanın birçok noktasında veri merkezlerinin inşa edilmesine yol açtı. IoT, bulut bilişim ve yapay zeka gibi teknolojilerin yükselişi, veri merkezlerini dönüştürerek daha gelişmiş altyapılara olan talebi artırdı. Veri merkezlerinin hem sayısının artması hem de niteliklerinin çeşitlenmesi, enerji tüketimi konusunu önemli bir gündem maddesi haline getirdi. Bu gelişmelere paralel olarak işletmeler, sürdürülebilirlik odaklı projelere yöneldi ve Boreas Teknoloji gibi şirketler de veri merkezlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamak amacıyla yenilikçi çözümler sunmaya başladı.
Yazar: Çağrı Akkaya / Boreas Teknoloji
Data Center Network Türkiye, ulusal çapta veri merkezi ve IT profesyonellerini bir araya getiren bir topluluktur. 5000'in üzerinde takipçisi olan topluluğun siz de bir parçası olmak, eğitimlere katılmak, güncel gelişme ve haberler hakkında bilgi almak, sektördeki iş ilanlarını görüntüleyebilmek, fiziki ve online etkinlikler aracılığıyla meslektaşlarınızla buluşmak ister misiniz? Kariyerinizde bir üst basamağa çıkmak ve topluluk içinde aktif yer alabilmek için bize ulaşın.