No Products in the Cart
Merhaba. Bu yazıda, iklim değişikliklerinin data center altyapıları üzerindeki etkilerini ele alacağız. NASA Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsünün sunduğu verilere dayanarak, küresel sıcaklık artışlarının boyutlarını inceleyecek ve bu değişimlerin teknoloji merkezlerimizde yarattığı etkilere değineceğiz.
Gelişen teknoloji ve bilimsel gözlemler, iklim değişikliğinin dünyamızı nasıl etkilediğini açıkça gösteriyor. NASA'nın bu konuda yaptığı araştırmalar, Temmuz 2023'te kaydedilen rekor yüksek küresel sıcaklıkları vurguluyor. Bu durum, sadece geçmişte değil, aynı zamanda gelecekte de karşılaşabileceğimiz zorlukların sinyallerini veriyor.
NASA'nın New York'taki Goddard Uzay Araştırmaları Enstitüsü'ndeki (GISS) bilim insanlarına göre, Temmuz 2023, küresel sıcaklık rekorundaki diğer aylardan daha sıcaktı. Yukarıdaki grafikten de bu ayrıntı detaylı bir şekilde görülebiliyor.
Yukarıda görülen videoda ise, yine aynı kuruluşun yayınladığı bir başka analizde, 2023 yazının, 1880 yılından bu yana Dünya'nın en sıcak yazı olduğu açıkça görülmektedir.
İklim değişikliği, sadece doğayı değil, aynı zamanda insan yapımı altyapıları da ciddi şekilde etkiliyor. Sıcaklık artışları, enerji sistemlerinden su kaynaklarına kadar bir dizi altyapıyı zorluyor. Bu değişiklikler, özellikle de teknoloji merkezlerimizi ve data center'ları, daha önce görülmemiş zorluklarla karşı karşıya bırakıyor.
İşte tam bu noktada, data center altyapı sistemleri sıcaklık artışlarından kaynaklanan ciddi sorunlarla karşı karşıya. Soğutma sistemleri, önceden belirlenen sıcaklık değerlerini aşan durumlarla baş etmekte zorlanıyor, bu da kesintilere yol açabiliyor. Sıcaklık kontrolünün zorlaştığı bu koşullarda, soğutma sistemleri görevlerini yerine getiremediği için BT ekipmanlarının çalışma şartlarını olumsuz etkiliyor. Data center'lar, sürekli yüksek performans ve kesintisiz hizmet sunma görevini yerine getirmekte zorlanıyor.
Şimdi bir ara verip konunun daha iyi anlaşılabilmesi için biraz yüzeysel teknik bilgi paylaşmak istiyorum. Soğutma üniteleri seçilirken, sistemin bir parçası olan dış ünitelerin bulunduğu şartlar göz önünde bulundurularak seçimler yapılır. Kuru termometre sıcaklığı, yaş termometre sıcaklığı, rakım, rüzgar gibi değişkenler, soğutma sisteminde dış ünitenin serpantin kalınlığından, fan büyüklüğüne, pompa seçimine kadar bir dizi unsuru etkiler. Eğer dış hava sıcaklığı, seçim değerlerinden yüksek olursa, dış ünite üzerindeki ısıyı transfer edemez duruma gelir.
Önceki yıllarda, data center soğutma sistemleri tasarlanırken dış hava sıcaklıkları, Uptime Institute standartlarına göre ASHRAE kayıtlarında yer alan geçmiş 20 yılın en aşırı değerlerine bakılarak belirlenirdi. Ağustos 2023'te Ankara'da yaşanan rekor sıcaklıklar ise bu tasarımları ciddi anlamda zorladı. Eskiden, dış hava sıcaklığı 35 derecelere göre seçilmesi gereken klima dış üniteleri, ileriye yönelik bir perspektifle 40 derece olarak belirlenmeye başlandı. Ancak, bu öngörü, Ağustos 2023'te Ankara'da kaydedilen 41.2 derecelik rekor dış hava sıcaklığı karşısında yetersiz kaldı.
Bu durum, data center tasarım süreçlerindeki zorlukları ve geleceği öngörmenin önemini ortaya koymaktadır. Dış hava sıcaklıklarının tahmin edilenden daha hızlı bir şekilde arttığı bir ortamda, önceki tasarım normları yetersiz kalmaktadır. Soğutma sistemlerinin dayanabileceği maksimum sıcaklıkların sürekli olarak güncellenmesi ve bu değişikliklere hızlı bir şekilde adapte olabilen esnek tasarım yaklaşımları benimsemek, data center'ların bu tür aşırı hava koşullarına karşı direncini artırabilir.
Geçmiş yıllarda dış hava sıcaklığının 35 derece seçilmesi gereken yerde, tasarımcılar "overdesign" (aşırı tasarım) eleştirileriyle karşılaşıyordu. Ancak bugün gördük ki aslında bu aşırı tasarım değil, geleceği öngörme ve sürdürülebilirlik adına bir önlem almaydı. Tasarımcılar, maliyeti direkt etkileyen önemli aktörlerdir. Bir projenin bütçesini belirlerken, hem anlık ihtiyaçları hem de gelecekteki potansiyel zorlukları göz önünde bulundurmak zorundadırlar.
Maliyet bir yana, sürdürülebilirlik de tasarımın temel taşlarından biridir. Sürdürülebilir tasarımlar, enerji tüketimini optimize ederek çevresel etkileri azaltabilir ve uzun vadeli işletme maliyetlerini düşürebilir. Tasarımcılar, bu dengeleme sürecinde ciddi sorumluluklar taşırken, aynı zamanda sürdürülebilirlik ilkesini benimseyerek gelecek nesillere daha sağlıklı bir çevre bırakma sorumluluğunu da üstlenmektedirler.
Oğuzhan Çilenk - Data Center Design and Operations Engineer – Bilgi Teknolojileri Ve İletişim Kurumu
Fiber optik kablo yapıları, veri iletimi için ışık sinyalleri kullanan, ince cam çekirdeklerden oluşur. Bu kablolar, kullanım alanlarına göre dahili, harici ve özel tip olarak sınıflandırılır. Dayanıklılık ve performans açısından buffer tüpleri, destek malzemeleri, dolgu türleri ve dış kılıf özellikleri farklılık gösterebilir. Örneğin, harici kablolarda kemirgenlere karşı cam zırh, dahili kablolarda ise yangına dayanıklı halojensiz dış kılıflar tercih edilir. Fiber optik kablolar genellikle FTTX, FTTH ve 5G altyapısında kullanılarak yüksek bant genişliğinde güvenilir veri iletimi sağlar
Yazar: Samm Teknoloji
Veri merkezi yönetimi, yüksek sorumluluk ve karmaşık sistemler nedeniyle çalışanlar üzerinde stres yaratabilir. Yoğun iş yükü, deneyim eksikliği ve yetersiz eğitim gibi faktörler, operasyonel hatalara, motivasyon düşüklüğüne ve iş sağlığı risklerine yol açabilir. Stresle başa çıkmak için zaman yönetimi, takım çalışması ve düzenli eğitim programları gibi yöntemler önerilmektedir. Bu yaklaşımlar, çalışanların performansını ve veri merkezlerinin sürekliliğini artırmada kritik bir rol oynar.
Yazar: Recep Karagöl INGBANK Data Center Architect
Günümüzde artan dijitalleşme, dünyanın birçok noktasında veri merkezlerinin inşa edilmesine yol açtı. IoT, bulut bilişim ve yapay zeka gibi teknolojilerin yükselişi, veri merkezlerini dönüştürerek daha gelişmiş altyapılara olan talebi artırdı. Veri merkezlerinin hem sayısının artması hem de niteliklerinin çeşitlenmesi, enerji tüketimi konusunu önemli bir gündem maddesi haline getirdi. Bu gelişmelere paralel olarak işletmeler, sürdürülebilirlik odaklı projelere yöneldi ve Boreas Teknoloji gibi şirketler de veri merkezlerinin sürdürülebilirlik hedeflerine ulaşmasına katkı sağlamak amacıyla yenilikçi çözümler sunmaya başladı.
Yazar: Çağrı Akkaya / Boreas Teknoloji
Data Center Network Türkiye, ulusal çapta veri merkezi ve IT profesyonellerini bir araya getiren bir topluluktur. 5000'in üzerinde takipçisi olan topluluğun siz de bir parçası olmak, eğitimlere katılmak, güncel gelişme ve haberler hakkında bilgi almak, sektördeki iş ilanlarını görüntüleyebilmek, fiziki ve online etkinlikler aracılığıyla meslektaşlarınızla buluşmak ister misiniz? Kariyerinizde bir üst basamağa çıkmak ve topluluk içinde aktif yer alabilmek için bize ulaşın.