No Products in the Cart
Veri merkezleri dijital toplumumuzun bel kemiğidir ve görev açısından kritik altyapı olarak kabul edilir. Yapay Zekanın gelişimi ve her geçen gün artan kullanımı ülkeleri ve şirketleri yeni veri merkezleri ve altyapı kurmaya yönlendiyor. Türkiye’de hâlihazırda 250 megavat düzeyinde olan veri merkezi yatırımlarının 2030 yılına kadar 1 gigavat seviyesine çıkarılması ve sürekli enerji altyapısına sahip veri merkezi bölgeleri oluşturulması planlıyor*. Peki, profesyoneller bu merkezleri yönetmenin sürekli değişen karmaşıklıklarına nasıl ayak uydurabilir?
Proje yaşam döngüsü boyunca, planlama, tasarım, inşa, işletme ve ölçeklendirme süreçlerinde Siemens size daha verimli, sürdürülebilir ve dayanıklı çözümleri tek elden sunuyor. Nasıl mı? Detayları Estonya’nın başkenti Tallinn’de kurulan Greenergy Veri Merkezi üzerinden anlatalım.
Estonya’nın başkenti Tallinn’de kurulan Greenergy Veri Merkezi, Siemens’in yapay zekâ destekli teknolojileri sayesinde Baltık bölgesinin en sürdürülebilir ve en verimli veri merkezi haline geldi. Siemens’in sunduğu entegre çözümlerle donatılan bu tesis, yalnızca enerji verimliliğiyle değil, aynı zamanda çevresel etkileri azaltma konusunda da katkı sağladı.
Greenergy Veri Merkezi, sektör ortalaması olan 1.6 PUE (Power Usage Effectiveness) değerine karşılık, 1.2’nin altında PUE değeri hedefleyerek enerji verimliliğinde çığır açtı. Bu, merkezin %30 daha verimli çalıştığı anlamına geliyor. Bu başarıda Siemens’in White Space Cooling Optimization (WSCO) yazılımı ve Desigo CC entegre bina yönetim sistemi büyük rol oynadı.
Veri merkezinin soğutma sistemleri, Siemens’in yapay zekâ destekli WSCO yazılımı sayesinde gerçek zamanlı olarak optimize ediliyor. Merkezin beyaz alanlarına yerleştirilen yoğun sensör ağı, sıcaklık verilerini toplayarak sistemin otomatik olarak soğutma ayarlarını yapmasını sağlıyor. Bu sayede hem enerji tasarrufu sağlanıyor (%30’a varan) hem de sunucu odalarının termal güvenliği garanti altına alınıyor.
14.500 metrekarelik bu dev tesis, tamamen yenilenebilir enerji ile çalışıyor. Ayrıca, ihtiyaç duyulması halinde atık ısıyı bölgesel ısıtma sistemlerine aktarabilecek altyapıya da sahip. Bu özellik, veri merkezinin sadece enerji tüketimini değil, karbon ayak izini de minimize etmesine olanak tanıyor.
Siemens’in Desigo CC entegre bina yönetim sistemi ve güvenilir ve yüksek hızlı haberleşme sağlayan Scalance endüstriyel haberleşme sistemleri, veri merkezindeki tüm kritik ve kritik olmayan sistemleri tek bir arayüz üzerinden izleme, kontrol etme ve optimize etme imkânı sunuyor. Bu da operasyonel verimliliği artırırken, bakım ve yönetim süreçlerini sadeleştiriyor. Bu sistemler sayesinde kritik altyapıların kesintisiz bir şekilde hizmete devam etmesi sağlanırken yedeklilik gereklilikleri de en üst düzeyde sağlanmış oluyor.
Bir veri merkezinde yüksek verimliliğin sağlanabilmesi için teknik bileşenlerin sorunsuz bir şekilde birlikte çalışması kritik öneme sahiptir. Greenergy Veri Merkezleri, Siemens’in sunduğu tüm çözümlerden ve bu çözümlerin kusursuz entegrasyonundan faydalandı. Bu kapsamda:
tek bir entegre yapı içinde kullanıldı.
Greenergy Geliştirme Direktörü Kert Evert, bu yaklaşımı şöyle özetliyor: “Siemens ile A’dan Z’ye tek tedarikçi modeliyle çalıştık. Birlikte, bölgenin en gelişmiş ve en verimli veri merkezini yarattık. Teknolojik açıdan dünyanın en iyileri arasındayız.”
Greenergy Veri Merkezleri, Siemens Xcelerator sayesinde kapsamlı bir dijital ekosisteme erişim sağlıyor. Bu sayede müşteri, tüm sistemler genelinde ayrıntılı veri analizleri gerçekleştirebiliyor ve genel sistem performansı hakkında derinlemesine içgörüler elde edebiliyor.
Bu yeni nesil veri merkezi, yalnızca Estonya’nın değil, tüm Baltık bölgesinin dijital altyapısını güçlendirerek e-ticaret ve dijital hizmetlerin gelişimine katkı sağlıyor. Siemens’in sunduğu yapay zekâ destekli çözümler sayesinde, veri merkezleri artık sadece bilgi depolama alanları değil, aynı zamanda sürdürülebilirliğin ve teknolojik inovasyonun merkezleri haline geliyor.
Veri merkezlerinde enerji verimliliğini ve ekipman ömrünü etkileyen kritik faktörlerden biri, iklimlendirme sistemlerinin ne kadar etkin yönetildiğidir. Ancak çoğu zaman, iklimlendirme performansı büyük sistem yatırımlarıyla değil, doğru hava yönlendirme çözümleriyle optimize edilebilir. Bu yazıda, bir veri merkezi ortamında yapılan basit bir fiziksel düzenlemenin —CRAC üniteleri için platform çevresinin açık veya kapalı olması— sistem performansı üzerindeki etkisini CFD analizleriyle inceledik.
Yazar: Hasan İlhan - Kıdemli Veri Merkezi Yöneticisi, Karayolları Genel Müdürlüğü
Veri merkezleri dijital toplumumuzun bel kemiğidir ve görev açısından kritik altyapı olarak kabul edilir. Yapay Zekanın gelişimi ve her geçen gün artan kullanımı ülkeleri ve şirketleri yeni veri merkezleri ve altyapı kurmaya yönlendiyor. Türkiye’de hâlihazırda 250 megavat düzeyinde olan veri merkezi yatırımlarının 2030 yılına kadar 1 gigavat seviyesine çıkarılması ve sürekli enerji altyapısına sahip veri merkezi bölgeleri oluşturulması planlıyor*. Peki, profesyoneller bu merkezleri yönetmenin sürekli değişen karmaşıklıklarına nasıl ayak uydurabilir?
Yazar: Siemens
Schneider Electric’in Elektrik 4.0 vizyonu, elektrifikasyon ve dijitalleşmeyi birleştirerek enerji yönetimini daha verimli, güvenli ve çevreci hale getiriyor. EcoStruxure™ platformu sayesinde enerji tüketimi gerçek zamanlı izlenip optimize ediliyor, bakım süreçleri öngörülebilir hale geliyor.
Yazar:Schneider Electric
Data Center Network Türkiye, ulusal çapta veri merkezi ve IT profesyonellerini bir araya getiren bir topluluktur. 5000'in üzerinde takipçisi olan topluluğun siz de bir parçası olmak, eğitimlere katılmak, güncel gelişme ve haberler hakkında bilgi almak, sektördeki iş ilanlarını görüntüleyebilmek, fiziki ve online etkinlikler aracılığıyla meslektaşlarınızla buluşmak ister misiniz? Kariyerinizde bir üst basamağa çıkmak ve topluluk içinde aktif yer alabilmek için bize ulaşın.